hiçbir ÅŸey olmadığında
“(...) Gazeteler gündeliÄŸin dışında her ÅŸeyden bahsediyor. Gazeteler beni sıkıyor, bana hiçbir ÅŸey öÄŸretmiyor: Anlattıkları beni ilgilendirmiyor, ne beni sorguluyor, ne de sorduÄŸum sorulara ya da sormak istediklerime cevap veriyor.
​
Gerçekten olup bitenler, yaÅŸadıklarımız, ötesi, bütün geri kalan nerede? Her gün olup biteni ve her gün yineleneni, basmakalıbı, gündeliÄŸi, besbelliyi, ortaklaÅŸa olanı, sıradanı, olaÄŸan-içini, arka plandaki uÄŸultuyu nasıl açıklayacağız, onu nasıl sorgulayacak, nasıl tarif edeceÄŸiz?
Alışılageleni soruÅŸturmak. Ama tam da buna alışığız. Bunu sorgulamıyoruz, sorgulanmıyoruz, problem yok gibi görünüyor, onu düÅŸünmeden yaşıyoruz, sanki o ne bir soruyu ne de bir cevabı yansıtıyormuÅŸ gibi, hiçbir haberin taşıyıcısı deÄŸilmiÅŸ gibi. Buna koÅŸullanma bile denmez, bu anestezidir.
Hayatımızı düÅŸleri olmayan bir uykuda geçiriyoruz. Ama o, hayatımız, nerede? Bedenimiz nerede? Mekanımız nerede?
Bu “alelade” ÅŸeylerden nasıl söz edelim, daha doÄŸrusu izlerini nasıl sürelim, onları saklandıkları yerden nasıl dışarı çekelim, yapıştıkları cüruftan koparalım, onlara nasıl bir anlam, bir dil yükleyelim ki, sonunda, var olandan, bizim kim olduÄŸumuzdan söz açsınlar? (...)”
Georges Perec, OlaÄŸan-İçi, Gündelik Hayatın Envanteri, 1989.
gündelik hayatın sanatı